2017 yılında Yrd.Doç.Dr.A.Beyhan Özdemir’in çektiği fotoğraflardan yola çıkarak, farklı yazarların kaleme aldığı fotoğraf hikayeleri kitabı için fotoğraftan esinlenerek Serap Gökalp tarafından hazırlanan metin.
Çok çok eski çağlarda, yaşamın kadın yaratıcısına, göklerin sahibi kadına yakarılırdı. Tanrıçalar mutlak güç sahibi, kadınlar, dinin biçim ve törenlerinin denetleyicileri, din görevlileriydi. İnsanların ilk barınaklarında Tanrıçalar vardı, ilk tapınaklar Tanrıçalarındı. Dinler dişildi, Tanrıçalar ululanırdı.
Mısır’da Güneş Tanrıçası Nut, gökyüzü olarak tanınırdı. Tanrıça Maat evrendeki düzeni, doğruluğu simgelerdi. Isıs, erdemli bilgeliğin öğüt ve adaletin dağıtıcısı, yasa düzenleyicisiydi.Hindistan’da Tanrıça Sarasvati ilk alfabenin buluşçusu olarak ululanırdı. Kelt-İrlanda’da Tanrıça Brigit dilin koruyucusuyken, Cerridwen akıl ve bilgi Tanrıçasıydı. Sümer Tanrıçası Nidaba, Sümer cennetinin yazman kadınıydı. Beşbin yıl önce yazılı dillerin ilk örnekleri Sümer’de Cennetin Ecesi tapınağında bulundu. Kile ilk sözcükleri kazıyan kadındı. Mezopotamya’da Tanrıça Ninlil, insanlara ekim ve hasatı öğretirdi. İştar önsezi, bereket, aşk ve savaş tanrıçasıydı. Yunan öncesi dönemde Tanrıça Gaia’nın kadın din görevlileri tanrısal bilgeliği dağıtırdı. Amazonlar, tanrıçalara tapınan savaşçı kadınlardı.
Dünyanın bütün bölgelerinde tapınakları kadın din görevlileri gözetir, oraya tapınmak için gelenlere hekimlik ve otacalıkla, tüm iyileştirici yardımların dağıtıcılığını yaparlardı.Burada birkaç örnekle yetinmek zorunda kaldığımız, Tanrıçaların heykelleri yapılır, öyküleri kuşaktan kuşağa aktarılırdı. Ta ki tek tanrılı dinlere kadar. Tek tanrılı dinler tüm Tanrıça heykellerini kırıp döktüler, erkeğe dönüştürdüler. Kadın, sürünün en ardına atıldı, aşağılandı, öldürüldü… “Çağdaş kadın” bu dev erkek egemenliğinin ayakları dibinde gözlerini dünyaya açıyor. Bir kız çocuğu tesellimiz olabilir mi? Kız çocuğu, ne olursa olsun iyi yeri bulana dek devam edendir. Sabır gösteren, sebat edip hüküm sürendir. Dışlama, sürülme, baskıya rağmen devamlılık için tohumdur o. Parmak uçlarına yükselip gezişiyle bir aşkınlık iddiasıdır. Başında taşıdığı kırmızıyla bir yandan önceden inanılanın feda edilmesi, öfke, eziyet edilip öldürülme, cinayeti tanımlarken bir yandan bütün bunlara rağmen psişik rahatsızlık için güçlü ilaç olmayı, doğum ve ölümden geçileni, yükselişi, doğumun gelişine ilişkin verilen söz değil midir? Peki, sorusunu duyuyor musunuz? “Anne bu sütunlar onları Tanrıya yaklaştırmak için mi?”
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
Yayınlayan
serapgokalp
Bursa doğumlu. Bir süre devlet memurluğu yaptı, istifa ederek otomotiv, gıda, tekstil, çelik, inşaat sektörlerinde değişik görevlerde çalıştı.
İlk öyküsü Edebiyat-81 dergisinde 1983 yılında, daha sonra Yeni Olgu, Kıyı, Öner Sanat, Karşı, Yaklaşım, Yazko, Papirus, Agora, Türk Dili dergilerinde yayınlandı.
Sonraki yıllarda; İle Dergisi, Patika Dergisi, Anafilya, Havuz, Öykü Teknesi, Sözcükler, Notos, Kurşun Kalem, Kar, Dünyanın Öyküsü, Kitaplık, Gösteri dergilerinde öyküleri, inceleme yazları yer aldı.
İlk öykü dosyası Böcek Cinayetleri’dir. Ancak yayıncı tarafından yıllarca bekletilip basılmadığı için dosyayı geri almış ve imha etmiştir. İkinci dosyası
Astak Kum Saatinde Akarken adlı kitabı, 2002 yılında Sistem Yayıncılık tarafından kitaplaştırıldı. Otuz sekiz yeni öyküsü 267 sayfalık bu ilk kitapta yer aldı. İkinci kitabı Kulak Misafiri, 2009 yılında Pupa Yayıncılık tarafından basıldı. Ödüllü öykülerinin yer aldığı bu kitabı Orhan Kemal Ödüllü üçüncü kitabı Tuz Saraylar izledi. 2010 yılında İlya Yayıncılık tarafından kitaplaştırıldı. Dördüncü kitabı Pirana Kahkahaları 2017 yılında Kanguru Yayınları tarafından yayımlandı. Kişisel kitapları dışında Anlatılan Bizim Hikâyelerimiz, Çığlık, Mübadele Öyküleri, Öykü Dostluğu, Kadınların Ruh Acıları, Öyküden Çıktım Yola-252 Yazardan Minimal Öyküler, Gurbet (Almanya, Gökyüzü Yayınevi Seçkisi) Tanzimattan Günümüze Rumeli Motifli Öyküler seçkilerinde öyküleri yer aldı. Kadın Yazarlar Derneği Yayını, Kadınlar Edebiyatla Buluşuyor adlı projede öykü atölyeleri düzenleyerek aynı adlı yapıtta ve yine Kadın Yazarlar Derneği Yayını olan Söz Kesmek, Kına Yakmak, Nikah Kıymak adlı kitapta incelemeleri, yayınlandı.
Öykü kitapları dışında Kalp Krizi, Bu Gece Uyku Yok Çünkü ve Buket Başaran Akkaya ile ortak oyunlaştırdıkları İki Çığlık, İki Türkü, Bir Ağıt adlı oyunları bulunuyor. Serap Gökalp’in bir öyküsünden oyunlaştırılan bu oyun Devlet Tiyatrolarına kabul edildi.
Çalışmalarından Fadime Hanımın Işığı adlı öyküsü Petrol İş Sendikası – Kadın Öyküler Yarışmasında 2007 birinciliğini, Sisin İzi adlı öyküsü, Madenci Öyküleri Yarışması 2007 ikinciliğini, 16/24 Vardiyası adlı öyküsü, Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri Yarışması 2007 üçüncülüğünü kazanmıştır.
2009 yılında Tuz Saraylar adlı dosya ile katıldığı öyküleri Orhan Kemal Ödülü ikinciliğini almıştır.
Metin incelemelerini dergilerde, internet edebiyat siteleri ve edebiyat etkinliklerinde, paylaşmaktadır.
Halen ÇYDD Bodrum şubesinde ve Bodrum Kent Konseyinde gönüllü olarak çalışmakta öykü atölyeleri düzenlemektedır.
serapgokalp tarafından yazılan tüm yazılar