Vicdan Efe’nin Komşu Duvarı kitabının okurla buluştuğu şu günlerde bir yakın okuması.
Komşu Duvarı’ndaki öyküleriyle Vicdan Efe’nin sesini dinliyorum.
On üç öykü 123 sayfadan oluşan bu öykü kitabıyla ilgili okuma notlarımı hemen paylaşmak, daha çok kişinin okuması için acele ve heyecan duymaktan kendimi alamadığımı belirtmeliyim.
Zehra İpşiroğlu, iyi bir okur olmanın koşulu olarak bilinçli sezgiler arasında gelgitlerin ritmine ayak uydurarak, yazarın dünyasına adım adım girmek olduğunu belirtir. Bu adımlamaların patikaları olan zengin anlatımlı öyküler buluruz Komşu Duvarı’nda. Sık rastlanan, göz hizası olayları, özgün kalemiyle resmetmiştir Vicdan Efe. Bu resimlerin içine, yazarın dünyasına girmeyi deniyorum. Bazen kullandığı malzemeler ilgimi çekti, bazen desenin bir ayrıntısı, bazen dokusu, bazen bulunduğu yer…Yazarın sesini duymaya çalıştım ve onun sesinde, olup bitenler içinden nelere dikkat ettiğini ayırt etmeye çalıştım. Bunlar karşısında ne hissettiğini de sordum kendime. Dünyayı nasıl hissediyor? Dünyayı algılaması, anlatma biçimi nasıl? Saptamalarıyla, seçtiği gösterenlerle toplum ve tarihle kurduğu bağlantılar neler? Küçülterek inanılmaz yoğunluk kazandırdığı parçalar neler? Ara kavramları nasıl kullanıyor? Önemsediğim bunlar. Belki biraz bencilce.
Devamı için lütfen
https://www.edebiyathaber.net/emekci-kadinlar-gunu-yaklasirken-kadin-oykuleri-serap-gokalp/
bağlantısını kullanın.